ÇOK İYİ OLMAK HAKARET ETMEYİ GEREKTİRMEZ
MUDANYA’DA ESKİ BAYRAMLAR
13.04.2024 - Cumartesi 16:06MUDANYA’DA ESKİ BAYRAMLAR
Yıllarca Mudanya’da bir gün önceden başlardı bayramlar. Arife günü cemaatin ikindi namazından çıkışını bekler topçu, cemaat namaza müteakip camiyi terk ederken bayram topunu patlatılır. O andan itibaren bütün Mudanya’yı bayram sevinci kaplamıştır artık. Mudanya ve Mudanyalıya özgü bir gelenek daha başlar. Hanımlar Paskalya çöreklerini fırına verirler. O andan itibaren bütün fırınlardan yayılan mis gibi çörek kokusuyla, Mahlep kokuları çoktan sarmıştır Mudanya’yı. Şimdilerde reklamı yapılan taş fırınların, o günlerde tamamı taştı, kara fırındı. Şimdilerde pek yaşanmayan bir gelenek daha vardı Mudanya’da, arife günü aileden bir yada birkaç kişi mezarlığa gider mevtalarının (akraba,komşu ve yakınlarının) mezarlarındaki otları temizler, çiçekleri düzenler, topraklarını ve çevresini toparlayıp bayram günü ziyarete hazır ederdi. Ayakta kalan birkaç değerlerimizden biri olan Mudanya hamamı da, en çok müşterisini arife günü görürdü.
Bayram sabahı evin erkekleri bayram namazına sabah ezanına müteakip gider, bayram namazına kadar vaiz efendinin nasihatlerini dinlerdi. Bayram namazının bitiminden sonra cemaatin tamamı o semtin insanları olduğundan, cami avlusunda genel bir bayramlaşma gerçekleşirdi, daha sonra müezzin efendinin dağıttığı bayram lokumuna müteakip herkes evine giderdi.
Bayramlaşma faslından sonra serbest kalan çocukları Namazgah caddesinde; Bu gün park olarak kullanılan mekanda kurulan bayram yerinde, sabahtan ve birkaç gün önceden yerini almış helvacılar, tatlıcılar,salıncaklar ve faytonlar beklerdi. Şimdilerde olduğu gibi elektronik kumandalı değildi atlı karıncalar ve uçan sandalyeler. Tamamı insan gücüyle dönerdi, üstelik on tur on kuruştu liranın esamesi bile okunmazdı. Yirmi beş kuruş verdik mi faytonlara doluşur türküler söyleyerek Burgaz (Güzelyalı), Arnavut köy arasında mükemmel bir seyahat gerçekleştirirdik.
Mudanya’da bayram günleri kimse ağlamazdı; Herkes karınca kararınca yardımlarını yapar. Bayramdan birkaç gün öncesinden mağdur durumdaki insanları bulur mağduriyetini giderirdi. Rahmetli dedem (Postacı Cahit ) gurbette yakınları olanlara sağlık haberlerini getiren mektuplarını, çoktan sahiplerine ulaştırmıştır bile. Bana mektup yok mu? Cahit amca diyenlere gönülleri hoş osun diye; Size mektup yok ama ağızdan selam getirdim, bir dahaki bayrama kendi gelecekmiş derdi.
Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutlar mutluluklar dilerim.